|
|
|
NAFO
Nafo kendini dagın yükseklerinde
Yanlız kalmış hıs edercesine
Hışkıra hışkıra ağlıyor
Bilmezki meydanlarda on binler
Soluk soluga farbirkalar da
Tarlarda azimle birleştigini
Bilmezki goşgar baba gibi
Hazır baba gibi
Aynı mutluluk gibi sevda gibi
inaç gibi yine amaç gibi amaç gibi
Hiç unutmadığını özlendiğini
Aynı masallardaki yıldızlar gibi
Nafo bimezki...
Gurbette sılayı özlemek var
Anne'yi özlemek var
Baba'yı özlemek var
Yarı özlemek var,birde
Mutluluğun peşin'de koşarken
Yorulan yok olan emoğlu'yu
Özlemek var nafo....
Eylül akşamı pencere kenarında
Gecenin akmadığı dakikalar
Dolmuş güzleriyle halepci'yi
Otuz iki can birde
Aklının ucundaki kalbinin derinliğindeki
Varto'yu sevdasını
Kalbine kelepcelediği
Sevdasını mırıkı düşünüyor
Nafo dirilir azmini kazanır
İsyanları kundakdaki bebek gibi büyür
Cöllere su olur umutsusluğa umut
Dağ olur,rüzgar olur nafo bilmesin
Nafo yine bir ilk bahar sabahı
Papatyalar arasında
Yine bir kış sabahı
Dağların kar beyaz gelinligi
Girdiği zamam
Dudaklarına bir fısıltı düşer
Söyle söyle durur
Yaşamayı zorlukta
Sevgiyi ayrılıkta
Özlemiyi yok oluşta
Amacı anınterinde
Mutluluğu yanında öğrenir
Her insan. .
Nafo bilmesin nafo.....
ali AYSEL
03.2000
|
|
|
|
|
|
|